7 Ocak 2014 Salı

Fındık ezmeli pişmeyen cheesecake



Hayatımı sağlıklı olmak, kanser olmamak, daha güzel yaşlanmak için bir şeyleri yememek stresi üzerine kurmam ne kadar doğru?. Evet ambalajlı ürünlerden, içinde ne olduğunu bilmediğim uzun raf ömürlü şeylerden, kutulanmış meyve suları ve gazlı içeceklerden mümkün olduğu kadar uzak duracağım tabi ama, kesin, sert, keskin kurallar yüzünden gireceğim stres ve mutsuzluğa da hiç gerek yok. Yani bazı şeylerde, işin suyunu çıkartmanın,  abartmanın gereği yok. Trafikte 1,5 saat gidememe halinde, göz gözü görmeyen kirli havada, et, süt ürünü yememiş, yulaf ve çimen suyuyla beslenmişim ne yazar. Enerjimi bilmemne yapmamak için, gece büyüyen meyve sebzeleri yemeyip, sigara içen insan biliyorum ben. Vegan olup, kürk giyenlerle kavga edip, hareketsiz bir yaşam sürüyorsam, açık ve temiz havalara, doğaya fırsat buldukça koşup spor yapmıyorsam, ortada bir kandırmaca vardır. Bir kere eğer sağlık, doğallık ve ekolojik denge ile ilgili ahkam keseceksem sigara içmiyor olmam gerekir. Aksi, kandırmacadan ibarettir. Sırf sussun, uğraştırmasın, rahat bir nefes alsın diye çocuğunu fast-food restorana götürüyorsa, ne anladım o anne babanın çevreciliğinden. Bütün bunlar bir bütün ve denge işidir. Kendinizi kasmayın, keskin atıp tutmalara çok kulak asmayın derim ben. Kaliteli bir kakao ve bitter çikolata ile yapılmış serin bir soup-anglaise yediğimde salgıladığım seratonin ve dopamin in, yememek için girdiğim sıkıntıda salgıladığım stres hormonu out...
Yerli tohumun yasak olduğu, kendi ürününü sürdüremeyen bir ülkede yaşıyoruz, top modellerin kürk giymesine kızacağınıza, kendi kendine yeten 7 ülkeden biriyken, domatesini, elmasını ithal eden yerli tohumu kalmamış bir ülke haline nasıl geldik onun için ayaklan. Son 10 yılda Belçika büyüklüğünde tarım alanını kaybettik, hayvancılık perişan. Tarlasında, hayvanlarıyla köyünde iyi şartlarda mutlu mesut yaşayacak insanlar, bütün imkanları ellerinden alındığı için büyük şehirlerde acıklı hayatlar yaşıyorlar. Sarımsak çayıyla zayıflatma yalanlarını bırakın da daha gerçek şeyler için savaşın.

E ben cheesecake tarifi yazacaktım.

Taban için bu sefer bisküvi yerine koko-acıbadem hamurundan yumuşak bir taban yapacağız.
2 yumurta akı
100 gr pudra şekerini yoğunlaşana kadar mikser yardımıyla çırpın. İyice kabaran ve yumuşak kar kıvamına gelen yumurta aklarına
150 gr toz badem
50 gr toz Hindistancevizini ekleyin ve bulamaç gibi bir hamur olana kadar bir kaşıkla karıştırın.22 cm'lik bir kalıbın tabanına yayın ve 160 derecede 15 dakika kadar pişirin. Çok sertleşmeyecek ve renk almayacak. Üzerinin dolgusunu dökmeden önce, pişirdiğiniz tabanın kenarlarını kalıptan bir bıçak yardımıyla ayırmanızı tavsiye ederim, buzdolabında soğuduktan sonra çok zor çıkıyor.
Üzerinin dolgusu için iki seçeneğiniz var; birincisi fındık ezmesi yerine nutella kullanmak diğeri ve benim tercih ettiğim, kendi fındık ezmenizi yapmanız. Bunun için;
160 gr bitter çikolata
160 gr toz bade
160 gr pudra şekerini rondoda çekmeniz yeterli. Uzunca çekin, çikolata hareketin ısısıyla erimeye ve gittikçe yumuşak bir fındık kreması olmaya başlayacak. Nutellanız oldu. Bu karışımı, 400 gr krem beyaz peynirle güzelce çırpın.1 dakika kadar çırpın ki peynir de iyice yumuşasın ve karışım homojen bir görüntüde olsun.
3 yumurta akı
150 gr toz şekeri güzelce kabarana kadar çırpın. Sert kar gibi kabaran yumurta aklarını peynirli karışıma ekleyin. 3 adet de yaprak jelatin kullanacağız. Yaprak jelatinleri tamamen suyun içinde kalacak şekilde, soğuk suyun içine koyun ve yumuşatın. Yumuşayan jelatinlerin suyunu süzün, 1 çorba kaşığı kadar suyu erimelerine yardımcı olması için bırakın ve ocakta veya mikrodalgada eritin. Sıvılaşan jelatini de dolgunun içine ekleyin. Önceden pişirdiğiniz tabanın üzerine dolgunuzu dökün ve soğuyup sertleşmesi için 1-2 saat buzdolabında bekletin.
Bunun gibi soğuk metot  cheesecake'leri çok da makbul bulmuyorum aslında ama, pişirerek yaptıklarımızdan daha garanti tabi ki.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder