17 Kasım 2013 Pazar

Şişmanlatmayan tatlı ne ki ?!

Bugün gazetelerden birinin pazar ekinde adı lazım değil, bir diyetisyen "şişmanlatmayan tatlı tarifleri" adı altında bir yazı yazmış. Çok sevgili dostum Dr.Ayşegül Çoruhlu ile beraberdik ve bu cümlenin neresinden tutsan tutulmayacak bir cümle olduğuna karar verdik.
Beni tanımadığınız için bilemezsiniz tabi ama, son derece iştahlı, hiç öğün atlamayan, tatlısını da yiyen ( hele pratik sınav günleri 40 lokma tatlı tatmam gerektiği de düşünülürse) bir insanım. Senelerdir haftada ortalama 3-4 gün sporumu ve yogamı yapar, aradabir bir kadeh içki de içerim, sigara kullanmam. Ayıptır söylemesi gayet fit bir görüntüm vardır. Hayatımda hiç rejim yapmadım. İyi ve doğru beslenmeye çalışırım; ambalajlı ürünleri minimum tüketirim,etimi de yerim baklagilimi de, bol yeşillik ve ot tüketirim (İzmir kanı), içtiğim suyu daha alkali yapmak için içine yarım çay kaşığı karbonat atarım. Uykum kıymetlidir; en az 7 saat uyumaya çalışırım, eksik kalırsa sonra borcumu mutlaka öderim. Bedenime daha az özen gösterip, tatlı hiç yemesem bu kadar iyi görünmezdim gibi geliyor; bu bir bütün.
Şişmanlatmayan tatlı diye bir şey yok, şişmanlatan yaşam şekli diye bir şey var. Gazetedeki yazıda, tatlıların şişmanlatmayan olmalarının sebebi içlerinde hiç yağ olmamasına bağlanmış. İnsanı sadece yağın şişmanlatacağını düşünmek biraz sığ bir bakış açısı. yani ben yağsız makarnaları, içinde şeker olan yağsız tatlıları, ekmekleri deli gibi yesem kilo almayacak mıyım? Saçma.
Yıllardır binbir çeşit diyet programları gördük ama obezite her zamankinden daha büyük sorun olmaya devam ediyor.
Yani diyeceğim şu,, şişmanlatmayan tatlı diye bir şey yok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder